9 Haziran 2015 Salı

Sonra...

     Sonra dedim ki kendime ben bu öykünün neresindeyim?
   
     3 gündür yazamıyorum.Yazamadım.Çünkü anlatsam cümleyi neresinde bitirip,virgülü ya da noktayı neresinde koyacağımı hiç bilemedim,bilemezdim.Hala bilmiyorum..Bambaşka şeyler yaşadım.Kafamda tarifini hiç bir şeyle ilişkilendiremedim ya da yakıştıramadım.Anlatacaklarım hiç bir kelimeyle şık duramazdı.Hala da öyle hissediyorum.O yüzden bugün anlatmak istemiyorum.Sonra..Seni görmeyişimin bilmem kaçıncı gününde belki yazarım olanları.Sonra...
     Yazmak istediğim 3 5 kelime var ama.Mesela ; özledim . Şimdi nerede? O gece neden öyle ağladı karşımda neden ? Bir gece yine gelicek mi koşa koşa yanıma ? Bayan Gollum kedi istiyomuş , Dalyan söyledi bugün bana. Aldı mı ona bir kedi ? Nasıl bir kedi aldı ona ? Minnak burunlu bir şey mi ? Onların bir de kedisi mi var artık ? Pis kedi seni de sevmiyorum artık. Döndü mü acaba Ankara'ya ? Aynı şehirde uyuyacak mıyız yoksa bu gecede ? Kaç gün kaç ay diye satır satır sorduğum en yakınlarım bana az kaldı diyorlar artık . Bende inanabilecek miyim bir gün buna ? O ve Bayan Gollum ve o kedi her adımlarını birlikte atarken, bir sabah Çay Kaşığımla Eskişehir sokaklarında,mesela daha gün yeni ağarırken , minik minik adımlar atarak yürüyebilecek miyiz ?
       Özledim...Yarın mezuniyet balom var Çay Kaşığım..Bir kadeh senin, bir kadeh kendim için içeceğim öğrencilik hayatımın son yudumlarını..Ve seviyorum.Bu şehri çok seviyorum.Çünkü havasında da suyundada hep sen vardın Çay Kaşığım,iki gözüm..Seni bana getiren dünyanın en güzel şehrinde yarın iki kadeh içeceğim,biri senin,biri benim için..Özledim,çok özledim,bir daha özledim..
       Bu bizim öykümüz ve ben bu öykünün her zaman bir yerlerinde olmaya devam edeceğim..

6 Haziran 2015 Cumartesi

Sıkıntılı Bir Haber..

  Haaa bu arada yazmadan edemedim. Bizim Bayan Gollum yarın yine geliyomuş.Dalyan söyledi bana.Duramazsın dimi iki kıçını kırıp yerinde aklı çıkasıca.Benim minnak ayaklımın yanına illa sokacaksın dimi ayaklarını,ayakları kopasıca..Evet bu sıkıntılı haberi 1 saat önce aldım Dalyan'dan.Aman dedim be olsun.Çay Kaşığım bugün 5 dakikada olsa teşrif etti evime.Sen şimdi buraya gelecekmişsin de ne olmuş? Ne olur ki,böyle bir ileri bir geri gitsen gelsen,Ankara-Eskişehir'i mekik,beni de deli etsen.Ne olacak ki bu şehrin havasını yarın komple kaçıracanda?Havası kaçasıcaa sen şimdi gelecende yarın,ben buna mı yanayım?Çay Kaşığım,iki gözüm bugün buradaydı..Sen bilme,sen duyma,herkes duysun.Kulakları kopasıca..Çay Kaşığım bugün buradaydı..

Halil Sezai - İki Keklik (Official Audio)

                                               Bir de burdan dinleyelim efendim..

 -Uzun da geceler dilim yari heceler

Yar yar benim olsun yar olsun..- 
  İnşallah canım...

En Deliçe Seven Kız..

   Olaylar,olaylar...Güzel bir haberim var.Bugün Çay Kaşığım 5 dakika da olsa buradaydı.Nasıl da özlemişim.Kapıdan girince aceleyle öptü.Tabii ben yine o an durdurdum zamanı.Kokusunu yavaşça çektim içime..Hoşgeldin dedim Çay Kaşığım,hoşgeldin iki gözüm,hoşgeldin de evim şenlendi yahu..Dedim hepsini,evet ama tabikide içimden.Oysa karşımda sıkışmış bir haldeydi.Evet sıkışmış yani tuvaleti gelmişti.Yani yukarıya tuvalete girmek için çıkmıştı.Evet sadece işemek için.O içerde işerken ben günümün hatta onla görüşmediğimiz son bir haftanın en güzel anlarını yaşıyordum.Bak dedim size! Bir gün yine gelicek diye :) Her ne sebeple olursa olsun gelicek dediğimi de hatırlıyorum.Bu sefer bu sebeple geldi yapacak bişey yok :) Dalyan bendeydi.Onla işleri varmış dışarda.Yani aslında Dalyan'ı benden almaya geldi.Tam Dalyan aşağı indi baktım bu sallanıyo aşağıda çişi gelmiş.Dedim çık yukarı.İşte olaylar böyle gelişti dostlarım.Tabi ben o anda evde pijamalarlayım. Artık yukarı çıkıyo diye nasıl bir telaşa girip elim kolum birbirine geçtiyse masadaki su bardaklarını bir o tarafa bir bu tarafa savurdum heryer su..
    Ben Deliçe.Dünya'nın en delice seven kızı.Sadece sen olunca,senle olunca sevinen.Olduğun her yerde Dünyanın en delice mutlu kızı.Sana hayran Deliçe..Herkese delice davranan bir sana uslu Deliçe.Herkese nasıl sevdiğini anlatan,bir sana gizleyen Deliçe...

5 Haziran 2015 Cuma

Halil Sezai - Vurgun (Official Audio)

                                  Şimdi ki ruh halim bu canlarım.. Daha iyi anlayabilmeniz ümidiyle :( iyi sabahlar...

Bayan Gollum

   Hiç aklımdan çıkmıyor Bayan Gollum.Herkese duyurmalıyım diyorum onun ne kadar kötü biri olduğunu.Evet herkese.Ayakları kopasıca terketmiş midir acaba şuan Eskişehiri? Sabah uyandım atladım hızlı trene bir geceliğine Ankara'ya geldim.Havam değişsin diye.Evet o havası kaçasıcayla aynı şehirde aynı havayı solumak istemedim.Kör olasıca aslında Ankara'da okuyor.Ama Çay kaşığımın yanına gelmiş birkaç günlüğüne.Geri döndü mü bilmiyorum Ankara'ya.Yeni indim geldim Kızılay'a, oturdum şuan ki ruh halim kadar absürt bir kafeye.Seçim arabalarından içime gına gelmiş bir haldeyim.Ah keşke şimdi Bayan Gollumla şurda karşılaşsam diyorum.-Afedersin acabağğ ama Çay kaşığıma yaptığın buyüleri bir gün gö.. sokıcam biliyo musun tatlımm? deyip körolasıcayı Kızılay kaldırımlarında bir öyle bir böyle evire çevire dövsem sonra kuytu bir köşeye atıp kaçsam iyi halden hiç bir ceza almam sanırsam.Öyle ya en iyi halimle seviyorum..

Soranlara Sormayanlara Duyanlara Duymayanlara...

     Salaksın sen kızım dedim kendime kocaman bir salak hemde.2 fal kapattınız kız attı tuttu diye hoop bütün hayatını ser ortaya.Bu kadar mı çaresizsin lan sen?Bu kadar mı ezik? diye sorguluyorum şuan kendimi sabahın 6 sında. Bir o kız bilmesin yani ne olacak? Bir o kalsaydı bari bilmeyen! Tüm dünyaya duyurmak zorundasın dimi ? Herkes bilecek ne kadar acı çektiğini aşkından öldüğünü.Sonra herkes elele tutuşup işi gücü bırakıp senin aşkın için çemberler kuracak.Efendim böyle bir enerjilerdir sinerjilerdir ne biliyim toplu dualardır ayinlerdir...Sanırım o an kafamdan bunlar geçiyo? Çenemi yerden toplayana aşk olsun. Şimdi sabahın bu saatinde kendimle yüzleşme kısmı geldiğinde yukarda saydıklarım haricinde başka bir açıklama bulamıyorum kendime.Ah Çay kaşığım,ah benim iki gözüm..Şu millete anlattıklarımın çeyreğini sana anlatabilseydim neler değişirdi hep merak içinde kalıcam..Belki birgün sabahın bu saatlerinde kendimle değilde senle yüzleşmek zorunda kalırım..Kim bilir?Belki ozaman oh be derim ilk defa yat uyu Deliçe bu sabah ilk kez düşünme ve uyu...İyi sabahlar...

4 Haziran 2015 Perşembe

Deliçe'nin Çay Kaşığı..

Bugün biraz yorgunum..Çay kaşığım Ankara'da.Günlerden pazartesi sabahın 6sı.Cumartesi günü uyandı,Ankara'ya gitme kararı aldı ve gitti.Bir sabah uyandı ve nasıl bu kararı aldı bilmiyorum. Belki cuma yer bulamamıştır trende.Nedeni her ne ise, onu oraya atan parça,bağ ne ise, sanırsam benim ona olan bağım gibi birşey.Cuma gecesi Pi kafeden elimde şemsiyem evime doğru tek başıma   yürürken bir ara çöpçülerin yanından geçtim.Keşke beni de süpürseler dedim.İşte o kadar içten.Süpürseler şimdi şurda yavaş yavaş kimse farketmez sanırım.Şöyle yaysam dedim kendimi yola dogru iki sağ bir sol hop çöp arabasındayim işte.Şimdi Çay kaşığım evde oturup o kız için ağlasa daha mı iyi?Bak dedim burda ne güzel gülümseyerek oynuyo.Kafasını dağıtıyo.Yok işte arkadaş.Bu da değil.Benimle oynasa ne var şimdi şurda sarsa belimi dans etsek,baksa gözümün içine içine.Beraber eğlensek, bak bak nasıl da oynuyo o patlak dudak kızla.Bir sağa bir sola.Yayık ayranı gibi.Yok arkadaş ben burda duramam dedim attım kendimi.Elimde şemsiyem.Yağmur çiseliyo.Şimdi sel bassa dedim.Hoop alsa götürse beni.Şöyle bir sağa bir sola doğru yüzerim.Çay kaşığım duyar mı?Zaten Pi den çıkarken bir hoşçakal bile diyemedim kaçtım.Derler mi senin Deliçe'yi sel almış götürmüş.Senin Deliçe'yi demeyecekleri kesin.Deliçe sadece Deliçe.Deliçenin bir Çay kaşığı var.Ama Çay kaşığının bir Deliçe'si yok.O gece ne çöpçüler, ne de sel götürdü beni.Dalyan(Çay kaşığımın en yakın arkadaşı.Benim de dert ortağım biriciğim.Bu yazdığım yazıları bilmiyor, sana bir lakap koysam öylesine ne olsun isterdin dedim, bana bunu dedi :) Neyse..) aldı evimden.Evimi Zobi'ye(en yakın arkadaşım) bıraktım, gittim Dalyan'a yatıya.Gelmedi sevdicek orayada, koltukta dalarken uykuya kendi kendimi teselli ettim, yorulmuştur ayakları oynamaktan eve gidip bir güzel atmıştır kendini yatağına, sabaha gelicek, gelir.Ve sabah uyandı Ankara'ya gidiyorum dedi ve gitti.Özledim dedim,bekle dediler sabret dediler.Kac yıl?diyemedim.. Gözlerimi kapattım kendimi önce çöp kamyonunda, sonra bir çağlayanın eteğinde buldum..

2 Haziran 2015 Salı

Kaç yıl oldu?

     Çay kaşığım bugün buradaydı.Eve ilk girdiğinde sorduğum soru ; kaç yıl oldu buraya gelmeyeli?5 10 yoksa 15 yıl mı? 3 yıl olmuştur dedi.Evet 3 koca yıl.Gün gün,mevsim mevsim,takvim takvim 3 koca yıl.Kahve içtiği bardağı hemen vitrine kaldırdım.Dibinde hala 2 3 damla kahve duruyor.Gideli kaç saat oldu.Bardağa bakıyorum göz ucuyla.Sanki yeni çıkmış gibi kapıdan.Dudağından öptüm.Koklaya koklaya.Burnumun ucundan hiç kaybolmayan kokusunu tazeledim.Öyle ya bir 3 koca yıl daha buna ihtiyacım olabilir :) Öyle güzel duruyor ki kahvenin ucunda dudak izleri.Evet dudağından öptüm,tekrar öptüm.Kahve kokusuyla karışmıştı kokusu.Gözlerimi kapattım,usulca ayrıştırdım kokuları birbirinden.Bardağı öptüm,tekrar öptüm,dudağından öptüm.Kapıdan yolcu ettiğim anda cama koştum.Yürüyüşü...Yıllardır gözümü her kapattığımda o an en çok özlediğim halini getirirdim karşıma.Mesela çayını içerken ki halini, mesela aceleyle eve uğradığında koltuğun en ucuna oturur halini ya da kızdığında kaşlarında oluşan kıvrımları..O an hangi halini özlediysem o canlanırdı önümde.Yürüyüşü..İşte şimdi aşağıda.Tın tın yürüyor yine.En çok özlediğim hali.Yürüyüşü..Böyle sallana sallana tın tın.İşte aşağıda,evet bak tam orada,işte bak,iyi bak.Apartman kapısından şimdi çıktı bense camdayım.Evet burdan çıktı şimdi.Hayallerimdeki en güzel haliyle aşağıda işte,benim adamım.Tın tın yürüyor yine arabasına doğru ve bunu huzurla kendi camımdan izleyebiliyorum.
     Yine gelir mi diye üzülmek yok artık.Çünkü yine gelicek.İster bir 3 yıl daha geçsin ister 13 yıl.Gözlerimi kapattığımda canlanan gülüşü içimi ısıtana dek hep gelicek biliyorum.Belki daha yorgun,belki daha mutlu,belki çevresindekilere kızgın bir ruh haliyle gelicek.Belki bir fincan kahve için,belki akıl almak için,belki gönül,belki nefes almak için..Belki nedensiz öylesine..Kendini bir anda burada bulacak.Ama yine gelicek çay kaşığım biliyorum.Takvim takvim geçse de zaman gelicek,biliyorum...

Çay Kaşığı'nın HİKAYESİ

   Uzun zaman geçti üstünden.Tam hatırlamıyorum.Yolda mı karşılaşmıştık da kafeye oturmuştuk yoksa sözleşip de mi gitmiştik bilmiyorum.Gerçi ikincisinin olması pek mümkün değil.Bayan Gollum varken böyle bir şey malesef ki pek mümkün olmadı.Kalabalıktık masada o gün.Benim pek sevgili,onun çok saygıdeğer arkadaşları da oradaydı.Masada tam karşıma denk gelmişti(!) Ya da ben herkesi yarıp geçip karşısına oturmuştum.Sohbet ettik şurdan burdan.O gün orada onu ne kadar sevdiğimi söylediğimi hatırlamıyorum.Her cümlesinin sonunda-seni seviyorum demiştim.Tabi ki hepsini içimden.Gözümü dikip hiç kırpmadan bakmak istiyordum.Kim bilir bir daha ne zaman karşılıklı oturup karşımda çayını yudumladığını izleyebilirdim?Ancak onun da bir gözünün bende olduğunu bildiğim için yapmadım.Şöyle rahat rahat anlatsın.Nasıl da özlemişim sesini.Hayır şimdi neden bana bir şey anlatma çabası içine girer ki arkadaşlarım?Dur be kardeşim şuradan kalkınca gideriz bana sabaha kadar dinlerim hepinizi.Diyemediğim için kimseye,oradaki herkes sadece koca bir ağızdan ibaret kalmıştı.Sadece ağız oynatışlarını görebiliyordum.Elimde değildi.Kulaklarım o an onunkinden başka hiçbir ses duymuyordu.O yıl Bayan Gollum sayesinde zaten 2 kez aynı masada oturabilmiştik.Belki 3 kez de yolda karşılaşıp selamlaşma faslımız olmuştu.Yani o gün,yine,hayatıma girdiği günden beri zamanı durdurmak istediğim anlardan birini yaşıyordum.Çok olmadı hatta belki hiç olmadı.Onla geçirdiklerim haricinde şu an zaman dursun böylece 3 5 asır kalıverelim diyebildiğim an.Akrebinden mi tutsam yelkovanından mı kovalasam bilemedim.Şimdi çalar telefonu eli kulağındadır.Bayan Gollum gösterir kendini.Tüm zamanların akrebi de yelkovanı da bir tarafına kaçasıca.Evet içemedik ikinci bir bardak çayımızı.Müsaademizi istedi arkadaşlarıyla.Ne müsaadesi laan?İzin vermiyorum gidemezsin!!Diyemedim..Gitti.Boş çay bardağıyla karşılıklı oturuyorduk.Öyle soğuk,öyle sevimsiz bakıyordu ki bana.Boş o bomboş görüntüsü hala aklımda.Alt tarafı bardaksın sen.Nasıl bu kadar sevimsiz olabiliyorsun?Garson hanım bardağa yöneldi elini tuttum.Garip bir ses tonuyla ; -acabağğ dedim şu çay kaşığı bende kalabilir mi?Hayır dese Bayan Gollum' a olan hıncımı pek şirin garson hanımdan orada çıkarabilirdim.Sanırım bunu gözlerimden farketti olucak anlıyorum sizi dedi tabiki de! Anlamak zorunda olan sen olmamalıydın.Sonrası masa da bir sessizlık.Bir anlam verme çabaları,bir ne yapıyorsun bakışları.Sonrasında bir gülüşmeler,yok koltuğuda alıp eve gidelim mi gibisinden türlü soruların içinde bulunduğu cümleler.AL LAN!AL GİDİYORUZ! Neyse çay kaşığım ve ben geldik eve.Salonumun en güzel köşesine yerleştirdim.Salonda o kadar irili ufaklı obje varken,durup bakılacak o kadar şey varken tabiki de eve gelen herkes çay kaşığıma takıldı.Aralıksız sabah kahvaltısına ve aksam yemeğine gelen arkadaşlarım çay kaşığını bulaşık yapıp yıkama çabası içine girdi.Ancak biz epey bir süre her akşam karşılıklı uzunca bakıştık.Takii teyzem Ankara'dan gelip evi özellikle ben uyurken temizleme çabalarına girene kadar.Öğlen uyandığımda çay kaşığım yoktu.Ne yaptın dedim teyze??Çay kaşığını orada unutmuşsun dedi.Bulaşıkların içine koymayı bırak çöplerin içine yanlışlıkla karıstırıp atıvermişti.Bağırmak istedim teyzeme avaz avaz.Yapamadım,özlemiştim onu.Nasıl da yorulmuş canım ortalığı toplarken.Sessizce odama geçtim.O gün uyandığımda neredeyse akşam olmak üzereydi.Teyzem içerden sesleniyordu.-Hadi uyan gel sana çay demledim..